Diyaliz Nedir?

Diyaliz, böbrek yetmezliği olan kişilerde, vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddelerin yarı geçirgen bir membran (zar) aracılığıyla temizlenmesi işlemidir.  Diyaliz tedavisinin iki farklı türü vardır: Hemodiyaliz ve periton diyalizi. Hemodiyaliz diyaliz merkezleri ve hastanelerde yapılırken periton diyalizi hasta tarafından evde yapılabilir.

Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, diyalize girenlerde öncelikle yaşam süresini uzatmış daha sonra da yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Türkiye’de de 2005 sonu sayılarıyla yaklaşık 35.000 kişi yaşamlarını diyaliz tedavisiyle sürdürmektedir.

Santrifüjleme ile ayrılamayan, çökmeyecek kadar çok küçük tanecikleri (kolloitler, çapları 1-100 nm arasında değişen tanecikler) içeren sıvı-katı karışımları ayırmak için “dializ” işlemi uygulanır.

Diyalizde, delik çapları 1-5 nm olan selofan, hayvan derisi, parşömen gibi süzgeç görevi gören yarı-geçirgen bir zar kullanılır. Bu zardaki deliklerden küçük moleküller geçebilirken daha büyük moleküller (proteinler veya kolloidler) geçememektedir. Diyaliz böbrek hastalarının tedavisinde kullanılır. Kan, yüzey alanı çok geniş olan bir diyaliz zarından geçirilir. Metabolik atık olan küçük moleküller zardan geçerler. Kan plazmasının gerekli bileşenleri olan protein molekülleri çok büyük olmaları nedeniyle zardan geçmeyerek kanda kalırlar.

Böbrek yetmezliği hastalarında izlenen sık bulgular nelerdir?

Halsizlik, solukluk, iştahsızlık, ağızda kötü koku, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, tansiyon yüksekliği, nefes darlığı, yorulma ve istirahatle ortaya çıkan göğüs ağrıları, öksürük, balgam, inatçı kaşıntı, sık olarak ateşli hastalıklara yakalanma, psikolojik bozukluklar, şuur bulanıklığı, sara (epilepsi)’ye benzer nöbetler ve üremik koma.

Böbrek yetersizliğine neden olan hastalıklar nelerdir?

Böbrek yetersizliğine neden olan hastalıklar içinde en sık rastlanılanı “glomerulonefrit” adı verilen özel tipte iltihaplardır. Doğumsal bazı böbrek hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonun böbreğe yaptığı zararlar, böbrek taşları ve idrar akımındaki engele bağlı olarak gelişen iltihabi hastalıklar, bazı ilaç ve zehirli maddelerin yaptığı yıkım da son dönem böbrek yetersizliğine yol açabilir. Bu hastalıkların bazıları erken dönemde fark edilirse, tedavi edilerek böbrek yetersizliği önlenebilir veya geciktirilebilir. Diğer bir bölümü ise sinsi olarak seyreder ve ancak son dönem böbrek yetersizliği aşamasına gelindiğinde şikayetler belirir ve hasta hekime başvurur.
Böbrek yetersizliğinde tedavi yöntemleri nelerdir?

Üreminin ortaya çıkış nedeni ne olursa olsun, bu dönemdeki hastalar için, başlıca üç tedavi seçeneği vardır.

1. Sürekli, düzenli hemodiyaliz

2. Sürekli periton diyalizi

3. Canlı veya kadavra donörlerden (vericilerden) yapılan böbrek transplantasyonu

Hemodiyaliz ve periton diyalizi tedavisi

Hemodiyaliz tedavisinde, hastanın belirli günlerde hemodiyaliz makinesine girmesi, periton diyalizinde ise kendisinin veya bir yakınının periton diyalizi (hastanın karın boşluğuna özel sıvıların verilip geri alınması) işlemini uygulaması gerekmektedir. Ancak uygulanan bu tedavi metodları kısmen de olsa hareket serbestisini kısıtlar ve psikolojik sorunlar doğurabilir. Ayrıca diyaliz tedavilerinde böbreğin sadece süzme fonksiyonları yerine getirilir, hormonal fonksiyonlar eksik kalır.

Böbrek transplantasyonu

Başarılı böbrek transplantasyonlarından sonra ise diyaliz tedavisine gereksinim kalmaz, hasta bağımsız bir hale gelir. Diyet ve sıvı kısıtlamaları ortadan kalkar. Sağlıklı bir böbreğin tüm fonksiyonları yerine getirildiği için fiziksel ve psikolojik olarak da birey kendini daha iyi hisseder. Ancak bu tedavi şeklinin de bazı riskleri vardır.
Böbrek nakli yapılan hastalara, yeni böbreğin vücut tarafından reddedilmesini önlemek amacıyla, sürekli olarak iki veya üç ilacın birlikte kullanıldığı tedavi programları uygulanmaktadır. Bu ilaçlar, nakledilen böbreğin reddini önlemekle beraber, vücut direncini de azaltır ve iki önemli yan etkiye neden olur:

1. Her türlü iltihabi hastalığa karşı vücudun savunması azalır.

2. Tümör oluşumu riski normal insanlara göre biraz daha artar.
Böbrek naklinin ve reddi önlemek için uygulanan tedavilerin, anlatılanların dışında başka yan etkileri de vardır, ancak bunlar fazla önemli değildir ve kolaylıkla kontrol altına alınabilir.

 

HEMODİYALİZ HASTALARINDA SIK İZLENEN SORUNLAR NELERDİR?

1-     Sıvı-elektrolit metabolizması bozuklukları

2-     Kardiyovasküler  hastalıklar

3-     Depresyon

4-     Enfeksiyonlar

5-     Vasküler girişim yolu tıkanıklıkları

6-     Gastointestinal sorunlar

7-     Tiroid hastalıkları

8-     Nöropati- konvülziyon